Acı alfabenin ilk harfi olan A halfiyle başlıyor,üç harften oluşan bu kelime öyle görüldüğü gibi masum değil aslında,bilakis yaman bir kelimedir.
Acının sözlük anlamı; maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duygu veya herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık,ıstırap.
Acı görülmez bir şeydir.Tarifi zor anlatması meşakatli ,bazen bir sürü kelime gerektiren uzun bir cümle ,bazen sözsüz öyle masum ve çaresiz bakışınızla anlatalabileceğiniz tuhaf birşeydir.
Çiğ köfte ,soğan yada biberin acısının etki alanını gösterebilirsiniz.Yada fiziksel bir dış etkenden doğan bir yaralanma ,yanma,kırılma veya kesiğin yerini gösterebilirsiniz.Fakat ya ruhunuzdaki acıları ?onları gösterebilir misiniz?
Varlığımızın aktif göstergesi olan yaşamak fiilinde acı yaşamımızın ikiz kardeşi durumunda olan duygumuzdur.
Bizden götürdükleri kadar şüphesiz bize kattıklarıda inkar edilemeyecek kadar önemlidir.Mesela inanç penceresinden bakarsak ,acıya yüklenen mana ;sebat,günahların kefareti olacak bir meziyet ve Allah a yaklaştıracak bir duygudur.Konfüçyüs e göre;bir elmas nasıl yontulmadan güzelleşmezse ,insanda acı çekmeden olgunlaşamaz.
Nietzsche göre;bizi öldürmeyen her acı bizi dahada güçlendirir.Yaşanarak öğrendiğimiz bu hayatta ,yaşayarak tattığımız acılarımız ve sevinçlerimiz var cebimizde.Evet kömür ve elmas için ateş nasıl ayırıcı bir faktörse bizim için de acı aynı derecede ayırıcı bir faktördür.Güçlüler ayakta kalır zayıflar düşer.Bazen güçlendirir bizi ,bazen iskence verir bazen sonu hüsran bir ayrılık tattırır,bazende çaresi bu düyada olmayan bir felaket olur bizim için.Hepimiz hayata eşit başlamadığımıza göre ,çektiğimiz acılarımızda aynı olmayacak malesef.Kendimizi avuturuz bazen çekilen acılar kutsal diye ama her acının olumlu bir karşılığı olmayabilr.Acının bize sabretme ,olgunluk ,kişiliğimizi güçlendirme gibi güzel getirileri vardır.
Bir cümle gibi sonu nokta ile bitecek bu hayatımızda ,acılarla sarmaşdolaş olacak bu ömrümüz,sarmaşdolaş sarılacaklar bize acılarımız.
Yıldırım kopacak kimilerin ardından,bir gürültü bir parıltı sonra kara bulutların o serin göz yaşları yağacak toprağa ve üzerimize.Belki bir çiçeğin bedeninde renklerle merhaba diyecek ,belki susamışlara su ,çatlamış toprağa bereket getirecek.
Ben giderken ,yani belli olmayan o günde ,sonbahardaki sapsarı yapraklar gibi yavaş düşeceğim.Kendimi rüzgarın şefkatli kucağına bırakacağım.Bir çığlık ,bir haykırış ,bir ağlama sesi yada bir annenin feryadı duyulur belki.belki de kimseciklerden habersiz bir yıldız kayar gibi giderim..Birileri ağlayacak tabutuma sarılarak,belki bir dostun uzaktan sessizce acılar içinde gözleri dolacak,varsa bir sevdiğim yalnızlığa boğulacak.Yıkayıp bembeyaz kefene saracaklar beni .Arkamdan namaz kılınacak müslüman topraklarda olursam eğer,
bu hayatta en çok anneme acı çektirdim.Doğarken sancı ile giderken ayrılığı hediye ederek.Gidişim muhteşem olmalıydı ,öyle hayal ederdim,acısız ve acı dağıtmadan.Yalnız elveda derken kalanlara burada bırakacağım acılarım ve ayrılığım var .Bugün cömert olacağım ben giderken sevdiklerime bol bol acı dağıtacağım .
Bana acılarını ver sevgilim
Şu minnacık aciz bedenime yükleyeyim onları
Ben acı çekerken ,hasret kaldığım gülüşünle
Umut serp şu minnacık yüreğime...
sonuç ??
YanıtlaSilsonuc satirlarin arasindaki esrarli anlamda gizli .sen bir okuyan olarak bul istersen
YanıtlaSil